İsrail'in Gazze Operasyonu ve Kudüs Tartışması: Tanklar Şehre Girdi, Siyasi Gerilim Tırmanıyor!

Gazze Şehri'nde İsrail tankları ve askerleri, yerleşim alanlarına doğru ilerleyerek kara harekatının ikinci gününü başlattı. Bölge halkı ve görgü tanıkları, onlarca tank ve askeri aracın Şeyh Rıdvan gibi yoğun nüfuslu semtlere girdiğini aktardı.

Video görüntülerinde, Gazze’nin kuzeyindeki bölgelere ilerleyen tanklar, buldozerler ve silahlı personel taşıyan araçlar görülüyor. İsrail güçleri, ilerlemelerini gizlemek için top mermileri ve sis bombalarıyla yoğun duman bulutları oluşturuyor. Saldırılar nedeniyle binlerce aile güneye kaçtı ve yeni bir göç dalgası başladı.

İsrail ordusu, operasyonun Hamas’ın elindeki rehineleri kurtarmak ve örgütün yaklaşık 3.000 savaşçısını etkisiz hâle getirmek amacıyla yürütüldüğünü açıkladı. Ancak operasyon uluslararası alanda yoğun kınamayla karşılandı. BM ve yardım kuruluşları, Gazze’deki insanlık dışı durumun vicdana aykırı olduğunu vurguluyor. BM verilerine göre Ağustos’tan bu yana yetersiz beslenme nedeniyle 154 kişi hayatını kaybetti; saldırılarda ölenlerin neredeyse yarısı kadın ve çocuklardan oluşuyor.

Bu gelişmeler, İsrail’in Kudüs üzerindeki politikalarıyla ilgili gerilimleri de yeniden gündeme getirdi. 15 Eylül’de İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Kudüs hakkında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alan bir açıklama yaptı: “Burası bizim şehrimiz sayın Erdoğan. Sizin değil, bizim şehrimiz. Her zaman bizim şehrimiz olacak. Bir daha bölünmeyecek” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 17 Eylül’de yaptığı açıklamada, Kudüs-ü Şerif’in Müslümanların hak alanı olduğunu vurguladı ve İsrail’in saldırgan politikalarına karşı geri adım atmayacaklarını belirtti: “Biz bu coğrafyada ne misafiriz ne de işgalciyiz. Bu coğrafyada ev sahibiyiz. Bin yıldır buradayız. Kıyamete kadar da burada olacağız.”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de Netanyahu’nun açıklamalarını “tahakkümcü” olarak nitelendirdi ve Kudüs’ün düşmesinin Ankara’yı etkileyeceğini vurguladı. Bahçeli ayrıca Türkiye, Rusya ve Çin arasında bir ittifak kurulmasını önerdi.

Kudüs’ün tarihi ve siyasi konumu tartışmaların merkezinde. İsrail, Doğu Kudüs’ü 1967’de işgal etmiş ve 1980’de şehrin tamamını başkent ilan etmiş olsa da, bu durum uluslararası alanda tanınmıyor. Filistinliler ise Doğu Kudüs’ü başkentleri olarak görüyor. Üç semavi dinin kutsal mekanlarını barındıran şehir, tarih boyunca uluslararası öneme sahip oldu.

Gazze’deki saldırılar ve Kudüs tartışmaları, hem bölgedeki insani kriz hem de uluslararası siyasi gerilimi derinleştiriyor. Binlerce Filistinli sığınacak yer bulmakta zorlanırken, dünya gözlerini hem Gazze sokaklarına hem de diplomatik tartışmalara çevirmiş durumda.